HERŞEY DÜŞLE BAŞLAR - BEN KİMİM ?
Düş başlar herşey ’le “Önemli bir soruydu. Bir kere düştü ise artık kaçınılmaz yolculuk başlamış demektir.”
Simya için bu soru öyle bir merak halini aldı ki! Başta sanki derin araştırmalarla cevabını bulunabileceğini zannetti ancak uzun yıllar beki sonsuz zamanlar sürebileceğini idrakine çok sonradan vardı…
Simya’nın sorgulayan yapısı sayesinde, bu sorunun cevabını arkasından giderken kapı kapıyı açtı, farklı tanışıklıklar, farklı yollar, farklı coğrafyalarda buldu kendini..
Ruhunu henüz yeni fark eden biri için çok da kolay olmasa gerek böylesine bilinmeyen içinde yol almak.
Düş başlar herşey ’le. En büyük ve en önemli kilometre taşı Etiyopya’ya yaptığı seyahatle oldu.
Fotoğrafa olan tutkusu, yepyeni coğrafyalara, hiç bilmediği yaşamlara dokunmak için en güçlü aracıdır.
Etiyopya fotoğraf seyahatini de içinden gelen sesi dinleyerek karar verdi.
Madem iç sesini ilk kez duyabiliyor, onu dinlemezse ayıp olur değil mi ?
Görev odaklı Simya için de öyle oldu..
Simya, içindeki sesin arkasından giderek, farklı yaşamları fotoğraflamanın heyecanıyla uzun bir fotoğraf yolculuğuna çıktı. O vakte kadar dünyada özellikle Avrupa’da ve Amerika’da pek çok noktaya seyahati olmuştu ancak Afrika bir ilkti ve neyle karşılaşacağını tahmin bile edemiyordu.
Fotoğraf ustası ekip arkadaşlarıyla birlikte macera başlıyor!
İlk durak Addis Abbaba, Etiyopya’nın başkenti. Alışmışız tabi metropol başkentlere, ışıltılı mağazalara, büyük alışveriş merkezlerine, cafelere.. Burası da nasıldı böyle?
Başkent ama şehir demek bile zaman zaman zorlayıcı olabiliyor.. İlk şok etkisi başladı. Ancak esas macera güneye Omo Vadisine doğru yol alırken başlıyor.
Etiyopya’nın güneyinde Omo Vadisinde, halen belgesellerde gördüğümüz kabile hayatını sürdüren pek çok etnik grup var. Her ne kadar sayılarının azaldığı söylense ve bizim gibi kendine modern diyen insanların gelişi ile düzenleri bozulsa da koruma altında yaşamlarını devam ettirmeye çalışıyorlar.
Simya ve fotoğrafçı ekip arkadaşları bölgeye giriş yapıyor ve tam olarak günlük pazar yerine dalıyorlar. Öyle kalabalık var ki göz gözü pek görmüyor demek abartı olmaz hani.. Ancak ne satıyorlar dediğinizde elle tutulan çok az şey var.. Bir tek tavuğunu satmak için gelen satıcı da var, çile çile kumaşlarını satmaya gelen de…
Bu arada Simya’nın içini bir korku alıyor çünkü kaybolursa nasıl kendini anlatırdı bu kalabalıkta! O sırada iki genç yanına geliyor ve Simya’ya rehberlik etmek istiyorlar.
Turistlere alışkın gençler belli. Aslında rehberlikten öteydi sanki yapmak istedikleri, korumak ister gibiydi.. Simya onlara öyle minnet duyuyor ki karşılığında para vermek istiyor ama gençler kabul etmiyor, sadece defter istiyorlar..
“Modern dediğimiz dünyada paranın ne kadar anlamı varsa bu geri kalmış denilen topraklarda sevginin değeri o kadar yüce” diye geçiriyor içinden Simya..
Fotoğraf merakıyla yolculuk devam ederken, dere kenarında kurulan başka bir pazarda arabadan iniyor Simya. Çevresini pek çok siyah tenli genç kız çevreliyor.
Kızlar Simya’ya, Simya’ya kızlara öyle bakakaldığı an..
Halen Simya’nın “zihnimden gitmez” dediği anlardan.
Bir tarafın ilk kez beyaz insan gördüğü, diğer tarafın da ilke kez siyah insan gördüğü An! Ve tek ortak dil GÖZLER..
Dünyanın başka bir ucunda, bambaşka topraklarda ve bambaşka kültürden tanımadığı insanlarla “Gözlerinin içine bakarak halden anlamak”, “konuşmadan anlaşmak” nasıl bir deneyimmiş O an idrak etti Simya. Ve şu düştü kalbine;
Dış görünüşümüz, yaşadığımız yer, alışkanlıklar, konuştuğumuz dil, kültürümüz, inancımız ne kadar farklı olursa olsun özünde hepimiz BİRİZ!
“BİRLİK” kavramı, varlığında karşılık bulmuştu. Ya da hatırlamıştı demek belki daha doğru.
Bu kavram bakış açısını, hayatının yönünü değiştiren, inançlarını sorgulatan, var oluşunu sorgulatan, o “Ben Kimim” sorusuna yaklaştıran bir anlayış geliştirdi.
O dakikadan sonra Simya Etiyopya’da kaldığı sürece yoksulluğu, sefaleti değil, saf sevginin varlığını görmeye başladı. Tüm seyahat boyunca Simya’nın deneyimlediği şey insanların gözlerine yansıyan kalplerini görebilmesi oldu. Gördüklerini kendi kalbi ile birleştirerek fotoğraflaması en değerli hazinesi haline geldi.
Bu kırılım noktası, Sima’nın hayat pusulasının yönünü değiştirdi..
Simya için pusulanın nereye gideceğini kestirmek hala kolay değildi ama nereye gitmeyeceğini kestirmek artık daha belirgin olmaya başladı…
Sevgilerimle
Professional Coach,ACC
Points of You Certified Trainer
Breath Coach
Landscape Photographer